Hamas, İsrail’in yeni koşullarını reddederek, ABD’nin daha önce duyurduğu anlaşmada ısrar ediyor.
Hamas, Mısır’ın başkenti Kahire’de yapılan Gazze ateşkes görüşmelerinde İsrail’in öne sürdüğü yeni koşulları reddetti ve bu durum, 10 aydır devam eden savaşı sona erdirmek için ABD destekli son çabada bir ilerleme sağlanma şansına dair şüpheleri daha da artırdı.
Hamas heyeti, arabulucularla bir araya gelip müzakerelerin son durumu hakkında bilgi aldıktan sonra Pazar günü Kahire’den ayrıldı.
Reuters haber ajansına konuşan iki Mısırlı güvenlik kaynağı, Hamas ve İsrail’in arabulucuların önerdiği uzlaşmaları kabul etmemesi nedeniyle görüşmelerin bir anlaşma sağlanmadan sona erdiğini söyledi.
ABD, Mısır ve Katar’ın arabuluculuğunda gerçekleşen görüşmelerdeki temel anlaşmazlık noktalarından biri de İsrail’in, Gazze’nin Mısır ile olan güney sınırı boyunca uzanan 14,5 kilometrelik dar bir arazi parçası olan Philadelphi Koridoru’ndaki varlığı.
Hamas heyeti Kahire’de, ABD Başkanı Joe Biden’ın ortaya koyduğu plan ve BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca, 2 Temmuz’da mutabakata varılan hususlara İsrail’in de uymasını talep etti.
Grup, Filistin halkının çıkarlarını sağlamak ve Gazze Şeridi’ndeki yıkımı durdurmak için söz konusu anlaşmayı uygulamaya hazır olduğunu teyit ederken, herhangi bir anlaşmanın kalıcı bir ateşkesi ve İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesini içermesi gerektiğini vurguladı.
Hamas ayrıca herhangi bir anlaşmanın Gazze sakinlerinin evlerine özgürce dönebilmelerini, yardım ve yeniden inşayı ve esir-tutsak değişim anlaşmasını içermesi gerektiğini belirtti.
Bu arada İsrail Yayın Kurumu, Kahire görüşmelerinin takas müzakerelerinde ilerleme sağlama ihtimalinin düşük olduğunu belirten yetkilileri aktardı.
Ancak İsrail ile Hamas’ı bölen konularda herhangi bir ilerleme sağlanamadı.
Filistinli grup, görüşmelerde ilerleme kaydedilememesinden İsrail’i ve Başbakan Benjamin Netanyahu’yu sorumlu tutuyor. Netanyahu’nun yeni taleplerde bulunmakla ve ateşkese varmak konusunda ciddi olmamakla suçlanıyor.
Netanyahu, bir anlaşmaya varılsa bile, Hamas’a karşı tam bir zafer kazanılıncaya kadar Gazze’deki savaşın devam edeceğinde ısrar etti. Bu hedef, kendi savunma bakanı da dahil olmak üzere birçok üst düzey İsrailli yetkili tarafından reddedildi ve esirlerin aile üyeleri, Netanyahu’yu sevdiklerini Gazze’de terk etmekle suçladı.
‘Kaybedecek zaman yok’
Aylardır süren görüşmelerde, İsrail’in Gazze’deki yıkıcı askeri operasyonunun sona erdirilmesi veya Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırılarda ele geçirdiği kalan tutsakların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varılamadı.
İsrail’in 40 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşın devam etmesi, Gazze’deki 2,3 milyon insanın durumunu daha da kötüleştirecek; bu insanların neredeyse tamamı çadırlarda veya yıkıntılar arasındaki barınaklarda evsiz kalacak, yetersiz beslenme yaygınlaşacak ve hastalıklar yayılacak ve geride kalan İsrailli tutsakların hayatları tehlikeye girecek.
BM Barış Elçisi Tor Wennesland, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Kaybedecek zaman yok” ifadelerini kullandı.
“Kahire’de devam eden ateşkes/rehinelerin serbest bırakılması görüşmeleri, sivil hayatların kurtarılması, bölgesel gerginliklerin azaltılması ve BM’nin PA ile iş birliği içinde faaliyet göstermesi açısından hayati önem taşıyor. [Palestinian Authority]Gazze’nin uzun süredir sıkıntı çeken halkının acil ihtiyaçlarını karşılama çabalarını hızlandırmak istiyoruz” dedi.
Bu arada, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral CQ Brown, bölgenin İsrail’e yönelik olası bir İran saldırısı tehdidine hazırlandığı bir dönemde, gerginliğin daha da tırmanarak daha geniş çaplı bir çatışmaya dönüşmesini önlemenin yollarını görüşmek üzere Cumartesi günü Ortadoğu’ya beklenmedik bir ziyaret başlattı.
Pazar günü, İsrail ve Hizbullah, geçen ay Beyrut’un bir banliyösünde İsrail’in üst düzey komutanlarından Fuad Şükr’ü öldürmesine yanıt olarak Lübnanlı grubun yoğun çatışmasına girdi.
Hizbullah, Gazze’de ateşkes sağlanması halinde sınırdaki saldırılarını durduracağını duyurdu.
İsrail ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana süren çatışmalar son dönemde iyice tırmandı. İsrail’in Güney Lübnan’a ve Bekaa Vadisi’ne yönelik saldırıları ve Hizbullah’ın kuzey İsrail’e yönelik roket saldırıları da buna dahil.
