Fransız lider, teknoloji kurucusunu Fransa’ya davet ettiği veya ziyaretinden önceden haberi olduğu iddialarını reddetti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, suçlanan Telegram CEO’su Pavel Durov’a hızlı vatandaşlık verilmesi kararını savundu.
Sırbistan ziyareti sırasında düzenlediği basın toplantısında konuşan Macron, Fransızca öğrenen ve ülkeye katkıda bulunan üst düzey isimlere vatandaşlık verilmesinin “ülkemiz için iyi” olduğunu söyledi.
Macron, “Bu, sanatçı, sporcu veya girişimci olsun, Fransızca öğrenme çabası gösteren ve zenginlik, yenilikçilik geliştiren kadınlara ve erkeklere Fransız vatandaşlığı verilmesini sağlayan bir stratejinin parçası” dedi.
Macron, Le Canard Enchaine gazetesinin, Durov’un polise Fransız liderle görüşmeyi planladığını söylemesinin ardından, Cumartesi günü tutuklanmadan önce Durov’un Fransa’ya seyahat ettiğine dair önceden bilgisi olmadığını söyledi.
Macron, “Bay Durov’un Fransa’ya gelişinden kesinlikle haberim yoktu” diyerek, Durov’un tutuklanmasını “Fransız adaletinin bağımsız bir eylemi” olarak niteledi.
“Kendisine herhangi bir davette bulunduğum iddiası yanlıştır.”
Macron, “Biz güçler ayrılığının olduğu bir ülkeyiz” diye ekledi.
Fransız savcılar, Durov’u mesajlaşma uygulaması Telegram’daki uyuşturucu kaçakçılığı ve çocuk cinsel istismarı materyallerinin dağıtımı da dahil olmak üzere suç faaliyetlerine “ortaklık etmekle” suçladı.
Ayrıca Rusya doğumlu milyarderin, kolluk kuvvetleri tarafından yürütülen soruşturmalarda istenen belgeleri paylaşmayı reddettiği de iddia ediliyor.
Durov’un avukatı David-Olivier Kaminski, bir sosyal ağ sahibinin “kendisini doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendirmeyen” suçlara bulaştırılmasının “tamamen saçma” olduğunu söyledi.
Durov’un tutuklanması, çevrimiçi dünyada ifade özgürlüğü, mahremiyet ve polisin zararları hakkındaki uzun süredir devam eden tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Aralarında X’in sahibi Elon Musk, muhbir Edward Snowden ve ProtonMail kurucusu Andy Yen’in de bulunduğu önde gelen teknoloji kurucuları ve internet özgürlüğü savunucuları, davayı ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak nitelendirerek Fransız yetkilileri kınadı.
Rusya da endişelerini dile getirirken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Fransız yetkilileri davayı “siyasi zulme” dönüştürmemeleri konusunda uyardı.
